İçindekiler
I- GİRİŞ
A. Nafaka Türler Nedİr?
Taraflarca evlilik kurumu anlaşmalı boşanma ya da çekişmeli boşanma ile sona erdirilir. Boşanma davası açılmadan önce, devam ederken ve kesinleşince ihtiyacı olan taraf lehine nafakaya hükmedilir. Bu nafaka türlerinden boşanma davası açılmadan önce veya devam ederken tedbir, karar kesinleştiğinde eşlere yoksulluk, çocuklara iştirak, geçimini kendi imkânlarıyla sağlayamayanlara ve 18 yaşını doldurup eğitimi devam eden çocuklara ise yardım nafakası verilir. Zaman içinde değişen ekonomik, sosyal durum ve ihtiyaçlara göre nafakanın artırılması, azaltılması veya kaldırılması konusu gündeme gelebilir. Hükmedilen nafaka miktarının ihtiyaçlara yetmemesi halinde nafakanın artırılması davası, nafaka borçlusunun maddi durumumun kötüye gitmesi halinde ise nafakanın azaltılması veya kaldırılması davası açılabilir. Önemle belirtmek gerekir ki nafaka miktarı niteliği gereği kesin hüküm teşkil etmemektedir. Bu nedenle değişen sosyal ve mali durumlara göre her zaman artırılması, azaltılması veya kaldırılması mümkündür.
B. Nafakanın Artırılması, Azaltılması veya Kaldırılması Davaları HAKKINDA?
Sürekli değişen ekonomik ve sosyal durum sonucunda nafaka alacaklısı ve nafaka borçlusu birbirlerine karşı nafakanın miktarının değişmesi hususunda haklı sebepler öne sürerek nafakanın artırılması, azaltılması veya kaldırılması davalarını açabilir. Bunun için öncelikle nafakaya hükmedilmiş olan mahkeme kararı gereklidir. Dava açacak kişiler dava açmaktaki haklı sebeplerini delilleriyle birlikte mahkemeye sunacaktır. Bu deliller karşısında aile mahkemesi tarafların ekonomik durumundaki değişikliği tespit edecek ve o günün sosyo-ekonomik durumunu da göz önüne alarak yeni bir nafaka miktarına hükmedecektir. Bu davalar aşağıda sıralanan hallerde açılabilir;
· Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarının artması ya da azalması
· Nafaka borçlusunun gelirinin önemli ölçüde artması ya da azalması
· Enflasyon oranının değişmesi
· Nafaka yükümlüsünün bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sayısının artması ya da azalması
· Yoksulluk nafakası ödenen kişinin yoksulluktan kurtulması, evlenmesi, başka biriyle evli gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi ve ölmesi
· Yardım nafakası ödenen kişinin okulu bırakması, iş bulması
· İştirak nafakası ödenen kişinin okul masraflarının artması ya da azalması
Yukarıda sıralanan hallerde nafakanın artırılmasına, azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1009 E. ve 2019/1179 K. Sayılı kararında; nafaka alacaklısı borçlusu erkeğin işlerinin bozulmasına ve sürekli bir gelirinin olmamasına karşın nafaka alacaklısı kadının yeni bir işe başlaması nedeniyle hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması isabetli olmuştur.
Nafaka sermaye ve irat olarak ödenebilir. Sermaye şeklinde ödeme tek seferde ödeme anlamına gelirken, irat şeklinde ödeme her ay düzenli olarak ödeme anlamına gelmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki sermaye şeklinde ödenen nafakalarının arttırılması mümkün değildir. Ancak irat şeklinde ödenmekte olan nafakanın artırılması yoluna gidilebilir. Nitekim bu hususa TMK madde 176/4’te aşağıdaki gibi yer verilmiştir;
“Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”
C. Gelecek Yıllardakİ Nafaka Artış Oranı Belİrlenebİlİr mİ?
Nafaka miktarı talep edenin ve talep edilenin mali durumlarına göre mahkeme tarafından taktir edilir. Nafaka artırım oranı mahkemelerce Yargıtay kararları doğrultusunda TÜİK’in belirlediği ÜFE oranına göre belirlenir. Ayrıca TMK 176 ve 300. Maddeleri gereğince nafaka artırım davası açacak kişiler mahkemeden nafaka miktarının ileri ki yıllardaki artış oranının belirlenmesini de talep edebilirler. Böylelikle kişiler sürekli dava açmak zorunda kalmayacaklardır. Bu hususta TMK 176/5 ve TMK 330/3 aşağıdaki gibidir;
“Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”
D. Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Belİrlenen Nafaka Mİktarı Artırılabİlİr, Azaltılabİlİr veya Kaldırılabİlİr mİ?
Evlilik kurumunu anlaşmalı boşanma yoluyla sonlandıran taraflar düzenledikleri anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak veya yoksulluk nafakası verilip verilmeyeceğini, nafaka miktarını ve nafaka miktarının artış oranını kararlaştırabilir. Ancak bazen tarafların ekonomik durumunda önemli ölçüde azalma veya artış meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda haklı bir sebebe dayanarak anlaşmalı boşanma protokolüyle kararlaştırılsa bile nafaka miktarının değişikliği talep edilebilir. Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 18/12/2014/ T., 2014/10769 E., ve 2014/16833 K. Sayılı kararında; nafaka anlaşmalı boşanma protokolünde belirlenmesine rağmen nafaka borçlusunun elinde olmayan sebeplerle ekonomik durumundaki önemli azalma neticesinde nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermiştir. Burada önemle değinmek gerekir ki nafaka miktarının değişikliğini talep eden taraf haklı sebeplere dayanmalıdır. Zira aksi hali hakkın kötüye kullanımı ifade eder ve sözleşmeye bağlılık ilkeleriyle bağdaşmaz. Yine bu hususta Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/2282 E., 2019/8150 K. Sayılı kararında sözleşmede belirlenmiş ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceğine değinilmiştir.
E. Anlaşmalı Boşanma Davasında İstenmeyen İştİrak ve Yoksulluk Nafakası Daha Sonra İstenebİlİr mİ?
Anlaşmalı boşanma davasında taraflarca düzenlenecek bir protokol ile boşanmanın en önemli sonuçlarından olan nafaka tarafların taleplerine göre belirlenir. Anlaşmalı boşanma tarihinde eşler birbirlerinden iştirak ve yoksulluk nafakası talep etmese bile daha sonradan talep etme hakları bulunmaktadır. İştirak nafakası çocuğun üstün yararı gözetilerek verilen bir nafaka olduğu için daha önce feragat edilmişse bile sonradan talep edilebilir. Zira çocuğun eğitim masrafları, sağlık sorunları ile ilgili giderlerinde artış olmuş veya yeni durumlar meydana gelmiş olabilir. Yine bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı 2017/2613 E., 14/11/2019 T. Ve 2019/1191 K. Sayılı kararında anlaşmalı boşanma davası sonucu nafaka istenmemiş olsa bile iştirak nafakası talep etmeye engel teşkil etmeyeceği, Mahkemece; yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Yoksulluk nafakasında ise iştirak nafakasından farklı olarak boşanma tarihinden sonra 1 yıl içerisinde nafaka talebinde bulunularak dava açılmalıdır. Aksi halde zamanaşımına uğramış olacaktır.
F. Nafakanın Artırılması, Azaltılması veya Kaldırılması Davalarında Yetkİlİ ve Görevlİ Mahkeme Nedİr?
Nafakanın Artırılması, Azaltılması Veya Kaldırılması Davaları için yetkili ve görevli mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde asliye mahkemeleri davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakar.
TMK madde 177; “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.”
G. Nafakanın Artırılması, Azaltılması veya Kaldırılması Davalarında Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre
Nafakanın Arttırılması, azaltılması veya kaldırılması davalarında herhangi bir zaman aşımı ve hak düşürücü süre öngörülememiş olup tarafların ekonomik durumlarındaki değişiklik ya da diğer şartlar ortaya çıktığında her zaman bu davalar açılabilmektedir.
II-SONUÇ
Nafakalar, aile kurumu sonlansa bile bireylerin birbirlerine karşı olan desteğinin bir göstergesi niteliğindedir. Enflasyon ve tarafların sosyal mali durumlarının değişmesiyle nafaka miktarının artması, azalması veya kaldırılması konusu gündeme gelebilir. Bu durumlar sonucunda taraflardan birinin talebiyle dava açılacak dava, aile mahkemelerinde basit yargılama usulüne göre sürdürülür. Basit yargılama usulü, yargılamanın daha hızlı olmasını gerektiren durumlar için geçerli olup delillerin ve gerekçelerin yeterli görülmesi halinde duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilebilen yargılama türüdür. Nitekim burada hakimin taktir yetkisinin de önemli olduğunu vurgulamakta fayda vardır. Sonuç olarak nafaka, boşanma sonucunda tarafların ve çocukların değişen sosyal, ekonomik durumlara göre her zaman uyarlanabilir. Önemli olan nafaka miktarının belli bir dengede olmasıdır.
Yazar
Avukat Fatma SARI / Antalya Barosu
Comments