İçindekiler
1. GİRİŞ – VİYANA SATIM SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Uygulamada Viyana Satım Anlaşması olarak bilinen Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods, (CISG)) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 11 Nisan 1980 tarihinde Viyana’da kabul edilmiştir. Sözleşme, 5870 sayılı Kanun ile 2 Nisan 2009 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunmuş ve 1 Ağustos 2011’den itibaren de yürürlüğe girmiştir. Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Viyana’da imzalanmış olması sebebiyle Viyana Satım Anlaşması olarak adlandırılmakta ve bilinmektedir. Bu sözleşme, milletlerarası ticaret bakımından uygulama alanı bulan en temel sözleşmedir. (1)
Bilindiği üzere her devletin hukuk kuralları birbirinden farklı olup, ticari ilişkilerine uygulanan hukuk kuralları da birbirinden farklıdır. Bu sebeple milletlerarası ticari ilişkilere uygulanacak ortak kurallara ihtiyaç duyulmuş, Viyana Satım Anlaşması da bu amaçla akdedilmiştir. Viyana Satım Sözleşmesi, milletlerarası taşınır malların satışına ilişkin akdedilecek sözleşmelerin kurulması, ifa edilmesi ve sona erdirilmesi ile ilgili olan hükümleri ihtiva eder.
2.VİYANA SATIM SÖZLEŞMESİNE HAKİM OLAN İLKELER
2.1. Sözleşme Özgürlüğü İlkesi
CISG, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin üstünlüğüne dayalı bir sistem olan sözleşme özgürlüğü ilkesi benimsenerek hazırlanmıştır. Bu, sözleşmenin konusunun taraflarca serbestçe seçilebilmesi, şekil bakımından serbestlik bulunması, yapılan sözleşmenin değiştirilebilmesi ve taraflarca dilenildiği gibi sonlandırılabilmesi anlamına gelir. (2) Sözleşme özgürlüğü ilkesi, birçok hukuk sisteminde benzer şekilde kabul görmüş olup, uluslararası alanda imza altına alınacak mal satım sözleşmelerine uygulanacak hukuk sisteminin yeknesaklaştırılması açısından büyük önem arz eder. Buna göre CISG uygulamasında taraflar, aralarındaki sözleşmeyi kendi gereksinimlerince şekillendirebileceklerdir. (3)
2.2. Satış Sözleşmesinin Önceliği İlkesi
CISG uygulamasında, taraf iradelerine öncelik verilmektedir, bu sözleşme akdetme özgürlüğü ilkesinin bir görünümü olarak değerlendirilebilir. Sözleşme özgürlüğü ilkesi, Avrupa Sözleşmeler Hukukunda olduğu gibi, tüm çağdaş hukuk düzenlerinde 19. yüzyıldan beri benimsenmekte ve uygulanmakta olan temel ilkelerdendir ve toplumsal ilişkilerin düzeninde hukukî ve sosyo-ekonomik bir araç olarak sözleşmenin, serbest taraf iradelerinin karşılıklı olarak uyuşması sonucunda akdedilmesi, şüphesiz ki çok önemli ve hukuken meşrudur. (4) Diğer yandan bu husus CISG’ın 6. Maddesinde taraf iradelerine üstünlük tanınması olarak kendini gösterip, tarafların aralarında akdettikleri sözleşmenin CISG’a nazaran öncelikli olacağını düzenlemektedir. (5) Taraflar söz konusu düzenleme uyarınca 12 numaralı madde hükmü saklı tutulmak kaydıyla, aralarındaki sözleşmeye CISG’ın uygulanmasını kısmen yahut tamamen engelleyebilirler.
2.3. Satış Sözleşmesinin Ayakta Tutulması
CISG, tıpkı Türk hukukunda olduğu gibi satış sözleşmesini ayakta tutmaya önem vermektedir. (6) Satış sözleşmesinin ayakta tutulması ilkesinin temelinde favor contractus ilkesi yatmaktadır. (7) Favor contractus ilkesi sözleşmeleri mümkün olduğu ölçüde ayakta tutmak ve buna yönelik çözümlere üstünlük tanımak gerekliliğine dayanan bir ilkedir. (8) CISG çerçevesinde, diğer hukuk sistemlerine benzer şekilde “favor contractus” (9) ilkesiyle sözleşmeden dönme kavramı arasında bir denge kurulmuş olup; taraflardan birinin sözleşmeyi tek taraflı iradesiyle sona erdirmesine imkân sağlamak arka planda tutulmuş ve öncelikle sözleşmenin devamını sağlamaya öncelik veren hükümler getirilmiştir. (10) Örneğin madde 26 hükmü “Sözleşmenin ortadan kaldırılması beyanı, ancak diğer tarafa bildirimle yapılması halinde hüküm ifade eder.” şeklinde öngörülmüştür. Böylece sözleşmenin ortadan kaldırılması imkânı zorlaştırılmış, sözleşmeyi ayakta tutmaya öncelik verilmiştir. Buna benzer bir başka hüküm de CISG’ın “Alıcının Teslim Alma Borcu” başlıklı 60. maddesinde bulunmaktadır. CISG madde 60’a göre; “Alıcının teslim alma borcu, satıcının teslimi gerçekleştirebilmesi için kendisinden makul olarak beklenebilecek her türlü eylemde bulunmayı ve malları fiilen devralmayı kapsar.” denmektedir. Buna göre tarafları Türkiye ve Fransa olan ve malların teslim yeri Marsilya Limanı olarak kararlaştırılan bir mermer satışı sözleşmesinde Türkiye firması, malları hataen Le havre Limanı’nda değil de Lille Limanı’nda göndermiş ise sözleşmenin ayakta tutulması ilkesine bağlı olarak Fransız firmanın bu ürünleri ilgili limandan sözleşmenin 48/1 şartlarını da gözeterek alması gerektiği kabul edilecektir. CISG, görüldüğü üzere kendisini oluşturan üye devletlerce de gözetilen sözleşmeyi ayakta tutacak hükümlerini saklı tutmuştur. (11)
2.4. Ticari Teamüller
Ticari teamül kavramı özellikli bir ticari alanda genel olarak uygulanmakta olan davranış biçimleri olup bu alanla ilgilenenler tarafından bağlayıcı kabul edilmektedir. (12) Ticari teamüller, uluslararası ticaret hukukunda çok özel ve önemli yere sahip kaynaklardır.
CISG’ın 9 numaralı maddesi tarafların aralarındaki sözleşmeye uygulanmasını kabul ettikleri teamüller ile aralarında yerleşmiş alışkanlıklarla bağlı olduklarını düzenlemektedir. Aynı maddenin devamındaki fıkrada aksi kararlaştırılmadığı müddetçe tarafların, bildiği, bilmesi gerektiği ve milletlerarası ticarette aynı tür sözleşmeleri akdedenler tarafından düzenli ve yaygın olarak kullanılan teamüllerin sözleşmelerine uygulanmasını zımnen kabul ettiklerinin varsayıldığını belirtmektedir. (13) Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere tarafların aksi yönde bir anlaşma yapması halinde hükmün öngörmüş olduğu zımni kabul bertaraf edilebilir. Ancak bu anlaşmanın açık yahut örtülü olması konusunda doktrinde ve CISG düzenlemesinde bir açıklık ve fikir birliği bulunmamaktadır. Ayrıca 9’uncu maddenin 2’nci fıkrasına göre bir ticari teamülün varlığını öne süren taraf, teamülün varlığını ve karşı tarafın bu teamül ile ilgili bilgi sahibi olduğunu ispata mecburdur. İspat yükü bakımından doktrindeki bir kısım yazara göre başvurulacak ispat araçları, tarafların ulusal usul hukuku kurallarınca değerlendirilecektir. (14)
Bu madde ile ilgili düzenleme Viyana Satım Sözleşmesine hâkim olan ilkelerden olan dürüstlük kuralının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. (15) CISG m.9’a göre tarafların teamüller üzerinde anlaştıklarına karar verilecek olursa, bunlar CISG hükümlerine göre üstün ve önceliklidir. (16)
Teamüllere örnek vermek gerekirse, taraflar arasında aynı nitelikteki malların satışında teslimatın her defasında aynı yerde yapılıyor olması haline değinilebilir. Teamüller ulusal teamüller olabilir; ayrıca yazılı olarak kararlaştırılabileceği gibi taraf iradeleri açıksa ve açıkça anlaşılıyorsa zımni bir anlaşmaya da dayalı olabilir. (17)
2.5. Incoterms
Teamüllerin yazılı hale getirilerek düzenli uygulanan teamüller haline getirilmesi mümkündür, bunlara yazılı ticari adetler denir. Yazılı ticari adetlere örnek vermek gerekirse akla ilk gelecek kurallar Incoterms kuralları olacaktır. Incoterms malların dış ticaret ve iç ticaret alanlarında satışı konusunda benimsenmiş ve yazılı teamül olarak değerlendirilen kurallardır. CISG’ın 9’uncu maddesindeki “Taraflar, uygulanmasını kabul ettikleri teamüller ve aralarında yerleşmiş olan alışkanlıklarla bağlıdır. Aksi kararlaştırılmadıkça, tarafların bildiği veya bilmesi gerektiği ve milletlerarası ticarette aynı tür sözleşmeleri ilgili ticari branşta akdedenler tarafından yaygın olarak bilinen ve düzenli olarak uygulanan teamüllerin sözleşmelerine ve sözleşmenin kurulması aşamasına uygulanmasını zımnen kabul ettikleri varsayılır.” düzenlemesiyle tarafların CISG hükümlerine tabi bulunan ticari ilişkilerine INCOTERMS kurallarını da dahil edebilecekleri sonucuna varabiliriz.
2.6. Dürüstlük İlkesi
Dürüstlük ilkesi (roma hukukundan bu yana) (yan edim kuralı) her hukuk sisteminde uygulanan temel bir ilke olup, CISG düzenlenirken göz önüne alınması da kaçınılmaz olmuştur. Bu ilke tüm satış sözleşmesi açısından uygulama alanı bulacak olup, sözleşmenin kurulmasından ifasına dek her aşamada kendisini gösterecektir zira CISG’ın Genel Hükümler bölümünde yer almaktadır. (18) CISG’ın 7’nci madde hükmü uluslararası ticarete atıfta bulunmaktadır ve yoruma ilişkin esasları belirtmektedir. Burada, maddenin uluslararası ticaret kavramına atıf yamasından dolayı Lex Mercatoria (ulus ötesi ticaret hukuku) genel kurallarına değinmemiz doğru olacaktır; Erdem’e göre; Lex Mercatoria ulusal hukuklardan bağımsız olup doğrudan uluslararası ticarete hakim olan örf ve adetlerden doğan normlar olarak ifade edilebilir. Lex Mercatoria’ya hakim olan genel ilkeler şu şekilde değinebiliriz; iyi niyet ve dürüstlük, taraf iradelerine şekle nazaren öncelik tanınması, sözleşmelerin iyi niyetle ifası, sözleşmeye bağlılıktan doğan bilgi verme, bilgi alma ve işbirliği içinde bulunma, sır saklama, çelişkili davranış yasağı, zararı azaltma borcu ve son olarak sözleşmeye hakem ya da hakim tarafından müdahale edilebilmesi olanağıdır. (18)
SONUÇ
Söz konusu ilkelerin CISG düzenlemesi hazırlanırken göz önünde bulundurulmuş olması hem devletlerin özel hukuk sistemleriyle paralelliği hem de yerleşmiş etik kurallarıyla bağdaştırılması açısından önem arz etmektedir. Bu sebeple VİYANA SATIM SÖZLEŞMESİNE HAKİM OLAN İLKELER milletlerarası mal satışı sözleşmelerine uygulanacak kuralların yeknesaklaştırılması açısından faydası ve önemi büyüktür.
Yazar
Av. İrem Nur Orbay
Danışman Av. Lider TANRIKULU
KAYNAKÇA
1. Öner, Ö., Viyana Satım Sözleşmesi’nin Uygulanma Alanı, Yorumlanması Ve Bağlayıcılığı (Scope Of Application, Interpretation And Bindingness Of Vienna Sales Convention), TAAD, Yıl:8, Sayı:31 (Temmuz 2017), s. 802
2. Eren, F., Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Ankara, 10. Baskı, 2022, s. 50; Erman, Hasan, “Borçlar Hukukunda Akit Serbestisi ve Genel Olarak Sınırlamaları”, İÜHFM, C. 38, S. 1-4, 1973, (s. 601-620).
3. Selanik, A. A., Bayram O., Değirmenci Talay, I. (2018). Viyana Satım Antlaşması’nın (CISG) Tarihsel Gelişimi ve Uygulama Alanı, Gaziantep University Journal of Social Sciences, 17 (4), 1353-1367, Submission Date: 03- 06-2018, Acceptance Date: 27-09-2018., s. 1358
4. Küçükyalçın, A., Karşılaştırmalı Hukukta Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması, AÜHFD, 2004, s.101
5. Erkan, K., Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Gereğince Alıcının Sözleşmeden Dönmesi, İstanbul, 2012, s.23
6. İlhan, G., Viyana Satım Sözleşmesinin (CISG) İfa Engelleri Sistemi ve Bu Sistemde Alıcının Sahip Olduğu Haklar, TAAD, Yıl: 11, Sayı: 38 (Nisan 2019), s.167
7. Esener, T., Ender, D., Hukuka Giriş, 12. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s. 40.
8. Ataşlar, A.H., Türk Hukuku Ve Viyana Satım Sözleşmesi (Cısg) Uyarınca Satış Sözleşmesinde Aliud, Ankara, 2019, s. 47
9. Yelkenci, I., Uluslararası Satım Sözleşmelerine İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Alıcının Sözleşmeden Dönmesi, İstanbul, Giriş-s.xix
10. Erdem, H.E., Milletlerarası Ticaret Hukuku, 2. Bası, İstanbul 2020, s. 166
11. Aygül, M., Milletlerarası Ticari Sözleşmelerde Lex Mercatoria’nın Uygulanması, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 12, Sayı 3-4, Yıl 2004, 67
12. Erdem, H. E., Viyana Satım Anlaşması Uyarınca Teamüllerin Önemi, İstanbul, 2017, s. 383-407
13. Yağmur, R.N., Viyana Satım Antlaşması Çerçevesinde Sözleşmeden Dönme, Ankara, 2020, s. 85
14. Gültekin, E., CISG Açısından Dürüstlük Kuralının Uygulama Alanı, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2017, s. 107
15. Selanik, Bayram, Değirmenci, s.1359
16. Erdem, Viyana Satım Anlaşması Uyarınca Teamüllerin Önemi, s. 1030
17. Gültekin, E., CISG Açısından Dürüstlük Kuralının Uygulama Alanı, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2017 s.83
18. Erdem, Milletlerarası Ticaret, s. 12
Comments