İçindekiler
GİRİŞ
1 - Teknoloji Her Yerde
Tarım devrimini sanayi devrimi takip etti. Sanayi devrimini ise şimdilik teknoloji devrimi takip ediyor. Bu devrim kendi içerisinde bir evrimi de beraberinde getiriyor. Evrim yalnız türlerde değil, her yerde. Buna bakarak rahatlıkla teknoloji devriminin evriminin de devam edeceğini söylemek kesinlikle kâhinlik olmaz. Teknoloji korkunç bir hızla evrilerek ilerliyor. Hızın artışı teknolojiyi benimseme süremiz ve yayılmasıyla doğru orantılı. Örneğin; radyonun benimsenmesi ve belli bir benimseyen sayısına ulaşma süresi ile televizyon, internet ve sosyal ağların benimsenip yayılma sürelerini kıyasladığımızda bu durum rahatlıkla fark edilir.
Yine teknolojinin gelişimine baktığımızda, büyük zaman ve enerji harcanmasını gerektiren işleri (hesaplama, arşivleme vb.) artık avuç içlerimizden az daha büyük akıllı cep telefonları ya da birkaç yüz gramlık dizüstü bilgisayarlarla gerçekleştirebiliyoruz.
Teknolojideki bu devrim hayatımızı kolaylaştırma, zamandan tasarruf gibi olumlu etkileriyle hayatımıza yansıdığı gibi bazen (aslında çoğunlukla) olumsuz etkileriyle de yansıyor. Bu olumsuz etkileri sıfırlamak (ya da en azından minimize etmek) adına özelde yasa koyucuya, genelde hukuka büyük görev düşüyor. Bu noktada, hukukun teknolojinin hızlı gelişimi karşısında, deyim yerinde ise, “arkadan kovalayan” olduğu düşünüldüğünde görevin ne denli girift olduğu kolaylıkla anlaşılır.
Genel olarak teknolojiyle ilgili bahsettiğimiz bu durumun, özelde blokzincir (blockchain) teknolojisinin halk arasında en çok ilgi gören (ekonomik getirisi, bir başka deyişle “duygusal tarafı” nedeniyle) kısmı olan kripto varlıklar için de geçerli olduğunu söylemek mümkün.
2 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’de Durum
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) özelinde teknolojinin hukuksal düzenlemesine boşluk olan bir alanda yasal düzenlemenin ilk önce suç ve yaptırımlara yönelik olarak yapıldığı sarsılmaz gerçeğini de dikkate alarak baktığımızda, “arkadan kovalayan hukukun”, 2020 yılında yürürlüğe giren 32/2020 sayılı Bilişim Suçları Yasası ile teknolojinin oluşturduğu yasal boşlukların olumsuz yanlarını gidermek adına bir nebze katkı sağladığını bununla birlikte, halen teknolojinin olumsuz etkileri yüzünden mağduriyet yaşayanlara veya potansiyel mağdurlara tam anlamıyla bir koruma sağlamadığını söylemek mümkün. Konu Yasa belli konularda alandaki aktörleri belirlemekte, belirli suç tiplerini tanımlayıp tasnif etmekte ve belirli konularda korumalar sağlamaktadır. Bununla birlikte, teknolojinin geniş kapsamı ve yasama organının bürokratik hantallığı düşünüldüğünde, Yasa’yı uygulayacak olanları, deyim yerinde ise, “kilitleyecek” olayların hiç de az olmadığı söylenebilir.
Örneğin; kripto varlık alım satımı ile meşgul bir ofisin çalışanı, ofise ait elektronik cüzdanda toplanan kripto varlıkları (tartışmalı yapıları ve ülkemizde henüz herhangi bir mevzuatta tam olarak tanımlanmamaları dolayısıyla “kripto para” ifadesi yerine daha mantıklı bulduğum bu ifadeyi kullanmayı yeğledim.) veya bunların bir kısmını işverenin bilgi ve rızası dışında kendi elektronik cüzdanına transfer etmesi ve bu durumun işverence fark edilmesi durumunda mevzuat bakımından ortaya nasıl bir tablo çıkacaktır? Meseleye 32/2020 sayılı Yasa maddelerinin uygulanması mümkün müdür yoksa genel nitelikli yasalarla mı çözüm aranacaktır?
Henüz KKTC Mahkemelerine yansımış bu tip bir olayın yokluğunda, durumu KKTC’de yürürlükte bulunan mevzuat ışığında, kripto varlıkların niteliğini de dikkate alarak irdelemenin bu konuda ileriye yönelik çözüm önerileri oluşturabilmek adına oldukça yararlı olacağı şüphe götürmez.
I.KRİPTO VARLIKLARI VAR EDEN TEKNOLOJİ: BLOKZİNCİR
1 - Blokzincir Teknolojisi Nedir?
Kripto varlıkların temelini oluşturan blokzincir teknolojisini tanımlamak öyle sanıyorum ki, kripto varlıkların niteliğini belirlemede önemli ölçüde yol gösterici olacaktır. Sonuçta, dünyada en büyük piyasa değerine ve işlem hacmine sahip kripto varlıklar olan Bitcoin ve Ethereum’un (ve diğerlerinin) temeli bu teknolojiye dayanmaktadır.
Blokzincir veya Dağıtık Defter-i Kebir Teknolojisi (Distributed Ledger Technology-DLT) bir aracıya ihtiyaç duymadan bir verinin iki parti arasında doğrudan değiş tokuşunu mümkün kılan teknoloji protokolüdür. Ağdaki taraflar şifreli kimliklerle anonim bir şekilde işlemleri gerçekleştirirler. Her bir işlem değiştirilemeyen bir işlem zincirine eklenir ve ağdaki tüm kullanıcılara dağıtılır [2]. Teknik açıdan bakıldığında blokzincirin, dağıtık bir veri tabanı, merkezi olmayan mutabakat mekanizması ve kriptografik algoritmaların bir birleşimi olarak tanımlanması doğru olacaktır. Blokzincir üzerinde yapılan işlem verileri kriptografik olarak birbirine bağlı ve potansiyel olarak sonsuz olan veri blokları dizisinde saklanır. Bu blokların oluşması, yapılan işlemlerin doğruluğunun ve geçerliliğinin merkezi olmayan zaman damgalı algoritmalar aracılığıyla katılımcı düğümler tarafından oylanması sonucu sağlanır [3].
2 - Blokzincir Teknolojisine Dayalı Kripto Varlıklar
Her ne kadar başlıkta daha uygun bulduğum için kripto varlıklar ifadesini kullanmış olsam da halen alanla ilgili birçok kişi blokzincir teknolojisi temelinde oluşan ve geleneksel fiyat para, elektronik para ya da banka hesaplarında görünen sıfır ve birlerden oluşan dijital paralardan farklı veya bunlardan bazılarını da birebir olmasa da içerir nitelikte (zira, kripto varlıklar belirli bakımlardan dijital para ve elektronik paraların bir takım özelliklerini taşımaktadır.) olan kripto varlıkları kripto para olarak da ifade etmektedir. Bununla birlikte, paranın üretim şekli, üzerindeki kontrol mekanizması, arzına karar veren organ vb. geleneksel anlamda paranın tüm özelliklerini taşıyıp taşımadığı etrafında dönen ve henüz tam anlamıyla bir sonuca varmamış tartışmalar nedeniyle yazı boyunca (daha uygun bulduğumdan) kripto varlık ifadesini kullanmayı tercih edeceğim (Keza, 16 Nisan 2021 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesi’nde yayımlanan, “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik”te de bu ifade kullanılmıştır).
Değindiğim üzere, kripto varlıkların niteliği üzerine tartışmalar devam etmekte olup bu konuda global çapta bir konsensüs sağlanmaması, en azından KKTC bağlamında bu konuda yürürlüğe girmiş bir mevzuat yokluğunda doğacak hukuki ve cezai ihtilafların çözümünde yetkili mercileri (yargı organı da dahil) ciddi anlamda zorlamaktadır.
3 - Kripto Varlıkların Niteliğine Dair Görüşler
Kripto varlıkların niteliğine ilişkin global çapta bir konsensüs sağlanamadığı gibi uluslararası kuruluşların tanımlamaları da ülkelere uygulamada tam anlamıyla bir rehber teşkil edememiştir. Ülkemizin 1974 sonrası kodifikasyon faaliyetlerinde önemli ölçüde etkilendiği Türkiye Cumhuriyeti için de aynı durum söz konusudur. Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik, kripto varlıkların niteliğinin ne olduğuna dair bir tanım vermekten çok, ne olmadığına ve hangi amaçla kullanılamayacaklarına odaklanmıştır. Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nde kripto varlıkların niteliğine ilişkin bir tanım oluşturma çabasının var olmadığını söylemek gerek bu mevzuat gerekse de doktrine bakıldığında doğru olmaz. İmamoğlu, kripto paraların Türk Hukuk Sisteminde yabancı para olarak kabul edilmesinin önünde doğrudan bir engel olmadığını, kripto paralar ile yapılan borçlanmaların, yabancı ülke parası ile borçlanma kabul edilebileceğini ve kripto paralarla ilgili yapılan borçlanmalarda Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerinin uygulama alanı bulabileceğini iddia etmektedir [4]. İmamoğlu keza, Türk Hukuk Sisteminde yabancı ülke paraları sınırlı sayı prensibine dayanarak sayılmadığı için yabancı para olarak görülebileceğini de eklemektedir [5]. Güven ve Şahinöz, meseleyi daha ziyade dünyada en büyük piyasa değeri ve işlem hacmine sahip olan Bitcoin özelinde inceledikleri çalışmalarında, Bitcoin’in paranın üç fonksiyonu olan; değişim aracı olma, değer saklama aracı olma ve muhasebe birimi olmayı karşılayabilecek nitelikte olmasına rağmen paranın özelliklerinden bir diğeri olan değerin istikrarlı olma özelliğini sağlamakta zorlandığını ifade ederek, Bitcoin’i bazı açılardan para yerine geçen hatta daha iyi bazı açılardan ise “sıkıntılı” ifadesiyle tanımlamaktadırlar [6]. Çarkacıoğlu ise yine Bitcoin’e ilişkin hazırladığı araştırma raporunun sonuç kısmında, Bitcoin’in geleneksel ödeme aracı olan banknot veya dijital paraların yerini almasının günden güne arttığını sistemin ne kadar yaygınlaşırsa, o kadar güvenli ve spekülasyonlara dayanıklı olacağını söylemekte [7] bununla birlikte, niteliğine ilişkin kesin bir saptama yapmaktan kaçınmaktadır. Gerek Güven ve Şahinöz gerekse Çarkacıoğlu’nun Bitcoin’e ilişkin görüşlerini, aynı niteliği taşıyan tüm kripto varlıklara teşmil etmek kanaatimce yanlış olmaz. Türkiye’de durum bu çerçevede olmakla birlikte, kripto varlıklarla ilgili olarak dünya genelinde de benzeri görüşler veya emtia olduğuna veya hisse senetleri ya da bonolar gibi yatırım aracı olduklarına veya öyle kabul edilebileceklerine dair çeşitli görüşler de ileri sürülmektedir.
II. KKTC’DE KRİPTO VARLIKLARIN HUKUKİ DURUMU
KKTC’ye baktığımızda durumun bu noktaya dahi ulaşamadığını üzülerek söyleyebilirim. Bu güne değin, siyasilerin demeçlerinde kripto paralara ilişkin düzenlemeler yapacaklarını söylemelerinin ötesinde, yasama organı katında ete kemiğe bürünmüş somut bir çalışmanın olmadığı görülmektedir. Bu nedenle, ülkede var olan boşluğu, yazımın başlığında belirttiğim, kripto varlık alım satımı ile meşgul bir ofisin çalışanı ofise ait elektronik cüzdanda toplanan kripto varlıkları veya bunların bir kısmını işverenin bilgi ve rızası dışında kendi elektronik cüzdanına transfer etmesi ve bu durumun işverence fark edilmesi senaryosu ile sınırlı olarak KKTC’deki yasal düzenlemeler ışığında doldurmayı deneyeceğim.
1 - Fasıl 154 Ceza Yasası [8]
KKTC’de yürürlükte bulunan Fasıl 154 Ceza Yasası, İngiliz Koloni Döneminde Kıbrıs’ta yürürlüğe konan ve bugün bir takım değişikliklerle halen, Ada’nın her iki kesiminde de(Kuzey ve Güney) yürürlükte bulunan, belirli suçlar ve cezalar ile ceza yasasına ilişkin diğer meseleler hakkında kurallar koyan genel nitelikli bir yasadır. Fasıl 154’ün 255.maddesinin(1).fıkrası hırsızlığı; “Sahibinin rızası olmadan hile yolu ile ve iyi niyetli hak talebi olmaksızın aldığı vakitte çalınabilen herhangi bir şeyi sahibini ondan devamlı yoksun bırakmak niyetiyle alıp götüren kimse, hırsızlık yapmış olur.” Şeklinde tanımlamıştır. Maddenin (3).fıkrasında “şey” ifadesi; “Kıymeti olan ve herhangi bir kişinin malı olan her şey ve taşınmaz mala bağlı ise oradan koparıldıktan sonra çalınabilen her şey, çalınabilen bir şeydir.” Şeklinde tanımlanmıştır. “Mal” ifadesinin tanımı ise Yasa’nın 2.maddesinde; “mülkiyete konu olabilecek canlı veya cansız her şeyi içerir.” Şeklinde yapılmıştır. Yasa’nın 2.maddesindeki mal tanımına ve 255.maddesindeki hırsızlık suçunun unsurlarına bakarak, kripto varlıkları mülkiyete konu ve mal olarak kabul ederek, senaryomuzdaki kripto para alım satım ofisindeki çalışanı Yasa’nın 268.maddesinde düzenlenen “Sekreter veya Müstahdem Tarafından Hırsızlık” suçundan mahkûm edebilmek mümkün olabilecektir. Bununla birlikte, Yargıtay “mal” ifadesini eşya (veya para) olarak kabul ettiğinden, kripto varlıklar herhangi bir içtihadi kararda eşya (veya para) olarak değerlendirilmedikçe, Fasıl 154’ün 268.maddesinde düzenlenen, “Sekreter veya Müstahdem Tarafından Hırsızlık” suçundan çalışanı yargılamak mümkün olamayacağı bir yana, Fasıl 154’ün 255.maddesinin herhangi bir şekilde uygulanabilmesi mümkün olmayacaktır. Bununla birlikte, çalışanın ofise ait kripto varlıkların içerisinde bulunduğu ve kendisine emanet edilmiş soğuk cüzdanı işverenin bilgi ve rızası dışında alması ve bunun tespit edilmesi durumunda 268.maddenin uygulama alanı bulabileceğini söylemek mümkündür. Buna karşın, kripto varlıkların sıcak cüzdanda bulunması durumunda Yasa ve uygulayıcılar bu durum karşısında çaresiz kalacaktır.
2 - 32/2020 Bilişim Suçları Yasası
KKTC Cumhuriyet Meclisi tarafından 29 Haziran 2020 tarihli birleşimde kabul edilen 32/2020 sayılı Bilişim Suçları Yasası, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki 5651 sayılı Kanun, Türk Ceza Kanunu’nun bilişim suçlarına ilişkin maddeleri ile bilişim sistemleri kullanılarak işlenen suçları düzenlediği maddeleri ve Ceza Muhakemesi Kanunu(CMK)’nun 134.maddesinin mehaz alındığı bir mevzuat olup bu alandaki boşluğu “hiç yoktan iyidir” derecesinde doldurmaktadır.
32/2020 sayılı Yasa’nın “Tefsir” yan başlığını taşıyan 2.maddesi, Yasa’nın içerisinde geçen bazı ifadeleri alelade sözlük anlamlarından farklı şekilde, özel olarak tanımlamıştır. Konu maddede “bilişim verisi” ve “veri” tanımlarına yer verilmiştir.
Yasa’nın 2.maddesinde; “Bilişim Verisi”, bir bilişim sisteminin belli bir işlevi yerine getirmesini sağlayan yazılımlar da dahil olmak üzere, bir bilişim sisteminde işlenmeye uygun nitelikteki her türlü bilgi ve konsepti anlatır. Şeklinde, “veri” ise, bilişim sistemleri tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri anlatır. Şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddede “Bilişim Sistemi”, bir veya birden fazlası, belirli bir yazılım çerçevesinde otomatik olarak veri işleyebilen bir cihazı veya birbirine bağlı veya birbiriyle ilişkili bir dizi cihazı anlatır. Şeklinde tanımlanmıştır.
Yukarıdaki bu tanımları akılda tutarak, kripto paraların temel teknolojisi blokzincir dikkate alındığında, blokzincirin var olabilmesi için, ortada veri depolanmasını gerektiren bir uygulama olması, depolanmasına ihtiyaç duyulan bu verilerin girişinin birden fazla birim tarafından yapılması ve birden fazla birim için veri girişi gerektiren uygulamalarda geleneksel veri tabanlarının ihtiyaçları karşılayamaması gerekir [9]. Kısacası, bir blokzincir uygulaması için, birden fazla birim tarafından girişi yapılan, depolanması gerekli verilerin varlığı şarttır. Blokzincirin veri bloklarından oluştuğu ve bloklar içerisinde yer alan verilerin büyük kısmının da(NFT ve akıllı sözleşmeler hariç) kripto varlıkları ve onlara ilişkin işlemleri içerdiğini de akılda tuttuğumuzda yine “kripto paraların (varlıkların) kriptografi ile şifrelenmiş dijital(sanal) paralar” [10] olduğu gerçeği karşısında, bunları veri olarak değerlendirip senaryomuzdaki olayı, 32/2020 sayılı Yasa kapsamında değerlendirmenin, genel hükümler içeren Fasıl 154 Ceza Yasası’na göre daha mümkün olduğu şu ana kadar ortaya konulanlardan açıkça görülmektedir.
Kripto varlıkların temelde bir veri oldukları, alınıp satılabilmeleri veya transferleri için elektronik bir cüzdanın varlığına ihtiyaç duymaları, bu cüzdanların; USB (flash bellek) benzeri soğuk cüzdan dediğimiz donanımlar veya sıcak cüzdan olarak isimlendirilen bilgisayar veya diz üstü bilgisayara indirilerek kurulan masaüstü, genellikle bulut bilişim sistemleri tabanlı online (çevrimiçi) ve akıllı cep telefonlarına indirilerek kullanılan mobil yazılımlar gibi bilişim sistemlerini ihtiva etmesi, 32/2020 sayılı Yasa’nın, “Bilişim Sistemini veya Verisini Hukuka Aykırı Olarak Bozma, Silme Engelleme veya Değiştirme” yan başlığını taşıyan 6.maddesinin (1).fıkrasını senaryodaki olaya uygulanır hale getirmektedir. 6.maddenin (1).fıkrası şöyledir:
6. (1)
Hukuka aykırı olarak bilişim verilerine zarar veren, bilişim verilerini silen, tahrip eden, değiştiren veya bilişim verilerine erişimi engelleyen bir kişi bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde aylık asgari ücretin 20 (yirmi) katına kadar para cezasına veya 5 (beş) yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir.
Kripto varlık alım satımı ile meşgul ofisin çalışanının, ofise ait elektronik cüzdan içerisindeki kripto varlıkların bir kısmını kendi elektronik cüzdanına transfer etmesi durumunda, ofise ait cüzdan içerisindeki bilişim verilerini hukuka aykırı olarak değiştirmiş olacağı için bu maddeye dayanılarak aleyhine ceza davası getirilmesi mümkün olabilecektir.
Aynı Yasa’nın, “Bilişim Sistemi Aracılığıyla Dolandırıcılık” yan başlığını taşıyan 9.maddesinin (1).fıkrasının da senaryomuza uygulanması mümkündür. 9.maddenin (1).fıkrası şöyledir:
9. Aşağıda belirtilen fiilleri hukuka aykırı olarak gerçekleştiren veya bu fiiller aracılığıyla haksız kazanç elde eden veya bir başka kişinin zarara uğramasına veya menfaat elde etmesine sebep olan bir kişi bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde aylık asgari ücretin 120 (yüz yirmi) katına kadar para cezasına veya 10 (on) yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir:
(1)
Bilişim sistemlerine veri girişi yapma, bilişim sistemlerinden veri nakli yapma, bilişim verilerini değiştirme, silme veya engelleme;
Konu ofis çalışanını, ofisin elektronik cüzdanındaki kripto varlıkları tamamen veya kısmen kendi elektronik cüzdanına transfer etmesi durumunda bilişim sisteminden veri nakli gerçekleştirmiş aynı zamanda verileri değiştirmiş olacağı için bu maddeye dayanılarak aleyhine ceza davası getirilmesi mümkün olabilecektir.
SONUÇ VE OLASI BİR YASAL DÜZENLEME İÇİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLER
1 - Ertelemenin Telafisi Yok!
Blokzincir teknolojisi kullanılarak oluşturulmuş kripto varlıkların hayatımıza giriş yaptığı ve artık daha üst bir ikamesi gelene kadar hayatımızda kalmaya devam edecekleri gerçeği karşısında, dar anlamda kripto varlıkların, geniş anlamda kripto varlık ekosisteminin regüle edilmesi ihtiyaçtan öte, kaçınılmaz bir zorunluluktur.
2 - Öneriler
Yukarıda kripto varlıklar ile ilgili olarak ceza hukukuna ilişkin basit ve olması muhtemel bir senaryoyu paylaştım. Mesele görece basit bir ihtilafı içermesine rağmen yasal boşluklar nedeniyle ihtilafın çözümüne ilişkin yürürlükteki mevzuat kuralları çerçevesinde yorum yoluyla boşluğun doldurulmasına yönelik bir fikir ortaya koymaya çalıştım. Bu, bir noktaya kadar önümüzdeki soruna ilişkin bir çözüm önerisi sağladı. Bununla birlikte, ihtilafın hukukun farklı alanlarında gerçekleşmesi (evlenme- boşanma hukuk, icra hukuku, miras hukuku, şirketler hukuku vb.) ve daha çetrefilli bir yapı arz etmesi ihtimal dahilindedir. Bu durumda meselenin mevcut mevzuat kuralları tahtında yorum yoluyla çözüme kavuşturulması her zaman mümkün olmayabilir. İşte tam da bu nedenden dolayı KKTC’de kripto varlıklara ilişkin bir regülasyonun gecikmeden hayata geçirilmesi zorunludur.
Bu noktada, olası bir yasal düzenleme için birtakım görüş ve önerilerin en azından fikir geliştirilmesine ufak da olsa bir katkı yapacağına inanıyorum. Bu görüş ve önerileri birkaç başlık altında toplamak gerekirse;
A - Öncelikle yapılacak bir regülasyonda kripto varlıkların niteliğine ilişkin net bir tanımlama yapılmalıdır. Bu tanımın, “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” teki, “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan” ifadelerini, kripto varlıkların çoğunluğunu mümkün mertebe kapsayacak şekilde mutabakat mekanizmalarını, varlıkların üretim şeklini içermesi gerektiği gibi kripto varlıkların niteliklerine göre gruplandırılmalarını da içeren(Örneğin;Bitcoin, Bitcoin Cash,Lite Coin,Monero, Ethereum vb gibi ödeme ve yatırım aracı olma özelliğine sahip olanlar; Ripple, Pancake Swap, Cardano, Tether vb. bankacılık ve finans sistemi aracı olmaya müsait olanlar; IOTA, VEchain vb. görece özel amaca özgülenmiş olanlar; DOGE, SHIBA INU, Dogelon, Mars, Mona Coin vb. eğlence amaçlı olanlar, Ethereum, AVAX, BINANCE vb. akıllı kontrat kurabilme özelliğine sahip olanlar) açıklayıcı ibareler eklenerek yapıldığı takdirde, ileride alt mevzuatlarla bu konularda yetkili makamların belirlenmesi ve bu bağlamda, görece kontrolün sağlanması sayesinde olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi mümkün olabilir. İlaveten, hangi kripto varlık grubunda hangi kurumun yetkili olduğuna, çeşitli özellikleri nedeniyle, birden fazla kurumun yetki alanına giren kripto varlıklar söz konusu olduğunda koordinasyonun nasıl sağlanacağı konusunda da böylece görece netlik sağlanabilir.
B - ICO (Initial Coin Offering) yöntemiyle sunulan kripto varlıklara ilişkin olarak özel nitelikli bir mevzuat çıkarılması yoluyla yatırımcının korunması sağlanabilir. KKTC’den yatırımcı kabul edebilmek için belirlenecek yetkili bir kuruma düzenlenecek kriterler çerçevesinde süreli teminat bloke edilmesi koşulu getirilmesi, koşul yerine getirilmediği takdirde, ülke içinde ICO projesine ilişkin faaliyet kısıtlaması getirilerek mağduriyetlerin önlenmesi ya da en azından minimize edilmesi sağlanabilir.
C - Bitcoin, Bitcoin Cash, Bitcoin Wrap, Ethereum, Monero vb. para değerini haiz ya da en azından fiat paranın alternatifi pozisyonundaki kripto varlıklar, yukarıdaki A- paragrafında yapılacak tanımlamaya bağlı olarak “Döviz” kapsamı içerisinde değerlendirilebilir. Bu tür kripto varlıkların, KKTC’de yürürlükte olan 38/1997 sayılı Para Ve Kambiyo Yasası’nın 3.maddesi uyarınca döviz olarak değerlendirilmesinin yasal olarak mümkün olduğu inancındayım (Madde 3: “Döviz”, efektif dahil, yabancı parayla ödeme imkanı sağlayan her türlü hesap ve belgeleri anlatır.).
D - Yukarıdaki C- paragrafında belirtilen özellikteki kripto varlıkların döviz kapsamında değerlendirilmesi durumunda ağırlıklı olarak bu türdeki kripto varlıkların ticaretini yapan alım satım ofisleri de 38/1997 sayılı Para Ve Kambiyo Yasası altında döviz bürosu kapsamında değerlendirilebilecek ve bu Yasa ile altında çıkarılmış olan alt mevzuata tabi kılınarak yasal bir statüye kavuşturulabilecektir(Madde 3: Döviz büroları”, münhasıran döviz alımı ve satımı ile iştigal eden ve bu Yasa altında Bakanlıktan “Döviz Bürosu Lisansı” almış olan tüzel kişileri anlatır.).
Burak DEMİRKAYA [1]
Kaynakça:
[1] KKTC Yüksek Mahkeme İçtihat Yayım Amiri
[2] Güven Vedat – Şahinöz Erkin, Blokzincir Kripto Paralar Bitcoin Satoshi Dünyayı Değiştiriyor, 8. Baskı,Ağustos 2021,Kronik Kitap S.44.
[3] Tanrıverdi Mustafa, Uysal Mevlüt, Üstündağ Mustafa Tahsin, Blokzinciri Teknolojisi Nedir? Ne değildir?: Alanyazın İncelemesi, Bilişim Teknolojileri Dergisi, Cilt 12, Sayı 3, Temmuz 2019, S.204.
[4] İmamoğlu Deniz Alp, Kripto Para Birimleri Ve Türk Hukukunda Düzenlenmesi, Güncellenmiş 3. Baskı, Seçkin Yayınları,2022.S.135.
[5] İmamoğlu,S.137-138.
[6] Güven – Şahinöz,S.38-39.
[7] Çarkacıoğlu Abdurrahman, Kripto - Para Bitcoin, Araştırma Raporu Sermaye Piyasası Kurulu Araştırma Dairesi,Aralık 2016,S.66.
[8] Yasaların tam metinlerine KKTC Yüksek Mahkemesi resmi sitesi olan www.mahkemeler.net adresinden ulaşılabilir.
[9] Tanrıverdi – Uysal – Üstündağ,S.206.
[10] Güven –Şahinöz S.85
Comments